13 Mart 2013 Çarşamba

İstanbul Günlüğü


 
İSTANBUL GÜNLÜĞÜ
 

Taksim'e gitmenin pratik bir yolunu bulduğumuzdan beri bir ayağımız Kadıköy'de bir ayağımız Beyoğlu'nda.Aslında kırkayak gibiyiz.Ayağımızın her biri bir yerde.İstanbul kıymetini bilen için gerçekten tam bir kültür şehri.Büyükşehir Belediyesinin tiyatroları,özel tiyatrolar,Akbank Sanat,YK Kültür Sanat,atölyeler,kütphaneler,kitapçılar...Biz çok keyif alıyoruz buralarda.Gittiğimiz tiyatroların birinde yedi yaşındaki oğlunu ilk defa tiyatroya getirdiğini söyleyen anneyi duyunca çok şaşırmıştım.istanbul'da olup da onca yıl nimetlerinden faydalanmamak...Bizimkiler ilk kez Adana'da gitmişti tiyatroya.Çağın Duru üç,Tuğra iki yaşındaydı.Sonuna kadar izleyip izlemeyeceğinden emin olamadığım oğlum oyun sonunda bitti diye ağlamıştı.Hala devam eder aynı alışkanlık.Cuma günü Üsküdar Kerem Yılmazer sahnesinde Üç Kardeş ve Muhteşem Kurt adlı kukla oyunu vardı.Bizimkiler kukla oyununu çok seviyor.Kukla oyunları içine en çok Haldun Taner'de izlediğimiz Cambazhane'yi beğenmiştik.



En çok kurt karakterini sevmiş.Adını soranlara öcü diye cevap veren garip bir oğlum var.
 
 
Tiyatrodan sonra Koşuyolu'nda keşfettiğimiz parka gittik.Kadıköy halk evi.Belediyeye ait olduğu için fiyatlar çok uygun.Bahçesi de çok güzel.Bizimkiler orada saatlerce oynadı.
Yolda gördüğümüz köpeğe bayıldık.Ne zamandır köpek istiyorlar.Prensesimin okulda yazdırdığı dilek kağıdında bir köpeğinin olması yazıyordu.Onlara evin dışında çok fazla zaman geçirdiğimizi o yüzden şimdilik alamayacağımızı söyledim.Cevapları hazır.''Onu da yanımızda taşırız.''
 



Kız elimi tut kaldırayım dedi ama bizimki efe umursamadı bile.

               Cumartesi günü Beyoğlu'nda bulunan Yapı Kredi Kültür Sanat'ta ''Babaannem Kime Benziyor'' adlı kitabın okuma ve canlandırma atölyesi vardı.Bizimkiler bu kitabı çok seviyor istisnasız her gece okutuyorlar.Oğluşum kitabı göremezse anne anneannem kime benziyor nerede diye soruyor.Kızım da her defasında düzeltiyor.Babaannem Kime Benziyooooorrrr...

Martı simit sevdası


Çocuk olmak vardı

Vapurda tost keyfi

Yapıkredi Sanat'a vardığımızda çok hoş bir sürpriz bekliyordu bizi.


''Yaşamak şakaya gelmez büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela,yani,yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,yani,bütün işin gücün yaşamak olacak.'' Kendim için de bir şeyler yakalayabilmenin keyfiyle bizimkiler kadar şendim.




 
Atölye saati geldiğinde ufak çaplı bir kriz yaşandı.Yol boyunca beş yaşın altındakileri almadıkları için ablasını beklerken gidip kitap alarak vakit geçirebileceğimizi söyleyerek ikna ettiğimi sandığım oğlum atölye başlayınca ''Ya beni de alsınlar ya ablamı da bıraksınlar'' diyerek ortalığı ayağa kaldırdı.Beş yaşın altındakilerin durmadığını söyleyen bayan görevliye bu tarz etkinliklere alışkın olduğunu ayrıca bu kitabı hergn okuduğumuzu söylesem de nafile kapının dışında kaldı bizimki;ama yılmadı.Kapıyı aralayarak gözyaşları içinde içeriyi izlediğini gören Çiğdem Odabaşı sonunda içeriye aldı kuzucuğumu.Getirmekle hata yaptığımı düşünerek vicdan azabı çekmeye başlayan yüreciğime de su serpti .Kapı aralığından izleme sırası da bana geldi böylece.Çok keyif aldı bizimkiler.Neyse ki mutlu sonla bitti.Atölyeden sonra Akbank Sanat'ta ''İçerisi Dışarısı'' adlı tiyatro oyunu vardı.Bizim bu oyunu ikinci izleyişimiz.Tam üç senedir çocuk tiyatrosuna gidiyoruz ama izlediğimiz en güzel oyundu.

İçerisi dışarısı olmuş, dışarısı da içerisi.O zaman nerede başlayıp nerede bitiyor bu hikaye?Havada mı?Karada mı?
Yoksa denizde mi?Siz sadece o yeri hayal edin gerisi kolay...



                                      E kitap almadan olur mu hiç?

 
Bunlar Yapı Kredi Yayınlarından aldıklarımız

Bunlar Alkım Kitabevi'nden
                 Kıymetini bilen için kültür cenneti İSTANBULUM                   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder